the godfather

mario puzo'nun inanılmaz eseri. üstüne film de çekilmiştir ve dünyaya yayılmasını sağlayan filmdir. filminde ise; marlon brando ve al pacino'nun inanılmaz canlandırması, francis ford coppola'nın yönetmesi gerçekten filmi müthiş kılar. ilk filmi üç akademi ödülü, beş altın küre ve bir grammy, ikinci filmi altı akademi ödülü kazanmış ve en iyi film oscar'ını alan en iyi devam filmi olmuştur. 3. film diğer ikisine göre daha düşüktür fakat kesinlikle bu seriyi izlemeyen kardolara ilk tavsiyem bu filmdir. izleyin bu güzelliği, izlettirin.

anlatılmaz izlenir. bir filmden daha öte bir hayat dersi yaşam tarzıdır

müzüğüyle sinan engin'in demba ba'yı kalayladığı nefis film.

en sevdiğim film serisi,geçen yine yeni yeniden izlemiştim.

(bkz: i'm gonna make him an offer he can't refuse)

mario puzo'dan bağımsız olarak çekilen 3. filmden anlaşılacağı üzere bu seriyi efsane yapan 2 şey var, 1. mario puzo, 2. marlon brando.

müthiş film.

beni esir alan film. yılmadan 3 saat izlediğim serinin ilk filmi. ingilizce repliklerini ezberlemete başladım.

3 filmi üst üst e aralıksız izlenemeyen başyapıt.

da guudfaadaa -volkan öge xd

mafya filmlerinin babası. insanın izledikçe izleyesi gelen mükemmel bir yapıt. izindeyiz michael corleone reyiz

(bkz: efsane nedir ve nasıl olunur)

hala izleyemedigim için kahroldugum şaheser.

sakın türkçe dublaj falan izlemeyin o marlon brando'nun karizmatik sesini bir duyun amk :d

(bkz: sana reddemeyeceğin bir teklif sunuyorum)

adını "nırınıı nırınıırınıırınıırı nııı" diye okuduğum film.

sonny'i harcadılar az önce

hem izlenir hem de okunur."kitabı mı güzel yoksa filmi mi?" deseler karar veremem.

part 1 mi daha iyi part 2 mi daha iyi karar veremıyorum yahu coook iyi beee

mafya filmlerinin zirvesi olan film. "ailesiyle vakit geçirmeyen adam gerçek bir ‘adam’ değildir." ” dostluk ve para zeytinyağı ve su gibidir." " eli çantalı bir hırsız (avukatlar) eli silahlı bir hırsızdan daha çok çalar."

gelmiş geçmiş en güzel film, efsane.

”düşmanlarından nefret etme bu senin yargılama yetini etkiler. ”

marlon brando'yu taklit etmekten ingilizcem gelişmiş olabilir. oluyor mu kanka?

tarihin en efsane ikinci filmi. birincisi (bkz: the godfather part ii)

muhteşem bir film. bayıldım. al pacino beni şoklara soktu. scarface'deki at hırsızıyla, michael corleone'nin aynı kişi olması gerçekten şok edici. adama aşık oldum. marlon brando şerefsizi de pek güzel oynamış. ki kendisini paris'te son tango rezaletinden dolayı sevmesem de bu filmde hakkını yersem çarpılırım. --- spoiler --- filmden aklımda kalanlar.. michael'in italya'da evlenmesi çok sinir bozucuydu. bir de kız ölünce gidiyor geri kay'e evlenme teklif ediyor. neymiş paşamız çocuk istiyormuş, oğlan tercihiymiş. kızın heybeye ölmesine mi üzüldüm, öldüğü gibi michael'in kay'in kollarına koşmasına mı emin değilim. yalnız gerdek gecesinde, kıza olan bakışları çok korkunçtu, ağzını yüzünü parçalayacak sandım. o nasıl ciddiyet? gerçi vazifesini ciddiye alması tabii hoş bir şey ama asdhff... kız kardeşini de gerçekten dövmek istedim. ne biçim mafya kızı o ya? adam dövmekten yoruldu hatun adamı sevmekten yorulmadı. son olarak, sunny side up oldu. ahahahha. off bu iğrenç espirimden sonra kendimi asmaya gidebilirim. --- spoiler ---

İlk olarak babamla playstation 2'den izlemiştik. Bende oyunu vardı (Çok güzeldi), babama oyunu anlatırken "onun filmi var" deyince benim gözler fal taşı gibi açılmıştı. CD'ci abiye gidiş, filmi soruş, CD'yi kiralayış, topuklar kaba ete vura vura eve geliş, CD'yi ps2'ye takış (hem oyun hem film izlemek mi? WOW!) ve filmi izleyiş. Çocukken pek bilgi sahibi olmasam bile sevmiştim filmi. İlk film bitince, ilkini iade edip hemen ikinciyi de izlemiştik. Ertesi gün de üçüncüyü. Bendeki yeri ayrıdır, izleyiniz efenim. NOT: İlki en güzeliydi.

başıma bir iş gelecekse de gelsin; (bkz: overrated)

ilginç bir şekilde portakalların önemli bir rol oynadığı film serisidir.

mükemmel film. detaylı analizi geniş bi zamanımda yapmak isterim ama şu an size filmin en muazzam sahnelerinden birinin gereksiz bilgisini aktarayım. kesik at kafası sahnesi. şahane sahne. keza oyunculuk da aynı şekilde. çok inandırıcı. çünkü oyuncumuz john marley'in bu sahneden haberi yok. tepkisi tamamen gerçek. malum sahne

Ekşi Şeylerde "düğün sahnesi neden uzuyor" başlıklı bir içerik gördüm. "E Coppola'ya para vermemişler, o da eşi dostu çağırıp zamanı geçirmeye oynamış, ne var bunda" deyip haklı çıktığımı görmek için linke tıkladım... İçeriği okuduktan sonra söyleyebilirim ki, düğün sahnesine hiç bu açıdan bakmamıştım.

Sinema tarihinin en efsane serisidir bütün seri kesin bir kere seyredilmesi gerekendir.Benim favori sahnem 2.filmdeki yemek masası sahnesidir.